ŞÜKÜR-HAMD

ŞÜKÜR-HAMD-ELHAMDÜLİLLAH

•  Şükür; Arapça bir kelime olup yapılan iyiliği övme anlamındadır. (Cebecioğlu)

• Hamd; Arapça, övmek manasınadır. (Cebecioğlu)

• Şükür; Sözlükte “yapılan iyiliği bilmek ve onu yaymak, iyilik edeni iyiliğiyle övmek; minnettarlık”… (TDV İslâm Ansiklopedisi)

• Hamd; Sözlükte “iyilik, güzellik, üstünlük ve erdemlilikle niteleme, övme”… (TDV İslâm Ansiklopedisi)

• Şükür; Tanrı’ya duyulan minneti dile getirme. Mutlu bir olay veya durumdan, yapılan bir iyilikten duyulan hoşnutluğu bildirme. (TDK)

• Arapça şkr kökünden gelen şukr “teşekkür etme, minnet duyma, övme, yüceltme” sözcüğünden alıntıdır. (Nişanyan)

• Arapça hmd kökünden gelen hamd “övme, yüceltme” sözcüğünden alıntıdır. (Nişanyan)

Şükür ve hamd ile ilgili Kur’an’da geçen bazı ayetler:

“Doğrusu, biz sizi arz’a (yeryüzüne) yerleştirdik ve orada size geçim vasıtaları verdik. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” (Arabi, 7/10)

“…kim şükrederse faydası kendisinedir…” (Gölpınarlı, 31/12)

“…Fakat insanların çoğu şükretmezler.” (Elmalılı, 40/61)

“Biz ona yolu gösterdik; (artık o) ya şükredici olur ya da nankör.” (Mevdudî, 76/3)

“…Hamd Allah’adır. Ama çoğu aklını kullanamazlar.” (Kesir, 29/63)

Tartışma

         Şükür an itibarıyla sahip olmaktan mutlu olduğumuz bir şey için minnet, takdir, övgü/yüceltme içeren memnuniyet ifadesidir. Allah’a ya da bir insana şükür/teşekkür edilebilir.

         Hamd bildiğimiz/bilmediğimiz, sahip olduğumuz/olmadığımız, yaşadığımız ve yaşayabileceğimiz her şeyi kapsayabilecek genel bir övgüdür/yüceltmedir. Kur’an’da geçtiği üzere hamd Allah’adır (elhamdülillah: övgü Allah’adır), insana hamd edilmez.

~

         Literatürde hamd, şükür, senâ, meth kelimelerinin benzerlikleri, farklılıkları, kapsamları konusunda çeşitli görüşler vardır. Şükür bir isteğimizin gerçekleşmesi neticesi duyulan mutluluğun, kelime veya davranışlarla dışa vurularak, memnuniyetin belirtilmesi yani teşekkür etmektir.

         Hamd ise, geçmişte, bugün ve gelecekte olmuş ve olacak her şey için (bulunduğumuz nokta itibarıyla; ilk atamızdan günümüze kadar soy takip ederek aktarıla gelen maddî ve kültürel miras nedeniyle, tüm geçmiş atalarımızı kapsadığı gibi, ömrümüz boyunca yaşadıklarımızı, yaşayacaklarımızı, sahip olduğumuz ya da olmadığımız her şeyi, bizden sonra gelecek torunlarımızı ve yaşayacaklarını dahi kapsayabilecek) kısmen şükür, sena ve methi de içine alan çok daha geniş kapsamlı bir övgü bir yüceltme olarak değerlendirilebilir. Sahip olduğumuz ya da olmadığımız her şeyden kastettiğimiz, görece olumlu ve olumsuz olarak öğrene geldiğimiz sağlık-hastalık, varlık-yokluk, mutluluk-mutsuzluk, kalıtım vb. her şeydir.

         Böylece duymaktan pek hoşlandığımız ama paylaşmaya pek yanaşmadığımız övgü, silsile takibiyle ilk atamıza, oradan da atamızın meydana gelme ve yaşayabilme sebeplerini yaratana kadar ulaşır. İşte bu sebepten “Övgü alemlerin rabbi Allah’a” denmiştir…

“El hamdülillahi rabbil alemin” (2/2)



YARARLANILAN ESERLER

(Cebecioğlu), Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu, Tasavvuf Terimleri ve Deyileri Sözlüğü

(TDV İslâm Ansiklopedisi), Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi

(TDK), Türk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük

(Nişanyan), Sevan Nişanyan, Nişanyan Sözlük, Çağdaş Türkçenin Etimolojisi

(Arabi), Şeyh’ul Ekber Muhyiddin İbn. Arabi, Tefsir-i Kebir, Te’vilat, Kitsan Yayınları

(Gölpınarlı), Abdulbaki Gölpınarlı, Kur’an-ı Kerim Meali

(Kesir), İbn Kesir, Hadislerle Kur’an’ı Kerim Tefsiri, Çeviren, Prof. Dr. Bekir Karlığa, Prof. Dr. Bedriddin Çetiner, Çağrı Yayınları

(Mevdudi), Ebu’l-Ala Mevdûdi, Tefhim’ul Kur’an, Kur’an’ın Anlamı ve Tefsiri

(Elmalılı), Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dîni Kur’an Dili Sadeleştirenler; Prof. Dr. İsmail Karaçam, Yrd. Doç. Dr. Emin Işık, Yrd. Doç. Dr. Nusrettin Bolelli, Abdullah Yücel 2011 (Tefsir)