MUHKEM AYET, MÜTEŞABİH AYET

MUHKEM ÂYET, MÜTEŞÂBİH ÂYET

• Muhkem: Anlamı kesin ve açık olan, başka türlü anlaşılmasına imkân bulunmayan, açıklama ve yoruma ihtiyaç göstermeyen. (Ayverdi) 

• Sözlükte “sağlam, esaslı ve dayanıklı” anlamına gelen muhkem, terim olarak, mânâsı kolaylıkla anlaşılan, haricî bir yoruma ihtiyaç göstermeyen ve tek anlamı olan, ne anlama geldiği, ne anlatmak istediği ilk bakışta anlaşılan, mânâsı açık ve net olan, niteliği ve içeriği (seçikliği ve açıklığı) belli olan… (Diyanet)

• “Muhkem” kelimesi lügatte bozulmaktan uzak, gerçek ve sağlam demektir… (Elmalılı 3/7 tefsirinden)

• Müteşâbih: Kur’an-ı Kerim’de birden fazla anlama gelme ihtimali bulunan ve Allah tarafından kastedilen mânâsının hangisi olduğu kesin olarak bilinemeyen(âyet). (Ayverdi)

• Sözlükte benzeyen anlamına gelen müteşâbih ise terim olarak; mânâsı kolaylıkla anlaşılmayan, bir çok mânâya ihtimali olup bunlardan birini tayin edebilmek için haricî bir delile ihtiyaç duyulan, ne anlama geldiği, ne anlatmak istediği ilk bakışta anlaşılmayan, mânâsı açık ve net olmayan… (Diyanet)

• İki şeyin birbirine karşılıklı olarak ve eşit olarak benzemelerine de teşabüh, benzeyenlerden her birine de müteşâbih denilir ki, birbirinden seçilemez, insan zihni onları birbirinden ayırt etmekten âciz kalır. (Elmalılı 3/7 tefsirinden)

~

“Sana bu kitabı indiren O’dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşâbih âyetlerdir. Kalplerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyiflerine göre tevil yapmak için onun müteşâbih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun tevilini Allah’tan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, “Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır.” derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez.” (Elmalılı, 3/7)

“Sana bu Kitab’ı indiren O’dur. Bu Kitab’ın bir kısım âyetleri kesin anlamlıdır (muhkemdir), bunlar onun özünü oluştururlar. Diğer kısmı da birden çok anlamlıdır (müteşâbihtir). Kalplerinde eğrilik olanlar fitne çıkarmak ve keyfi yorumlar yapmak amacı ile bu kitabın birden çok anlamlı âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onların yorumunu sadece Allah bilir. Köklü bilgiye sahip olanlar ise “Bu Kitaba inandık, O bütünü ile Allah katından gelmiştir” derler. Bunu ancak aklı başında olanlar düşünebilirler.” (Seyyid Kutup, 3/7)

(Konuyu ilginç bulanlara aynı âyetin tefsirini, “Muhyiddin İbn Arabi’nin Tefsiri Kebir/Tevilat” isimli eserinden okumaları önerilir.)

“Müteşabih ayetlere gelince …bunlar, anlamlarının son derece gizli oluşlarından dolayı, kolayca idrak edilemeyen ve pek çok anlama ihtimal tanıyan ayetlerdir. Bu sebepten bu ayetlerin açıklanması, Kur’an’ın ana hedefi göz önünde bulundurularak muhkem ayetlerin yardımı ile olur ve kastettikleri anlamı kavrayabilmek için mutlaka tevile yani yorumlamaya ihtiyaç duyulur. (es-Suyuti, el-İtkan, II, 2-3; Tefsiru’l-Menar, ll.)  Allah’ın, mahlukatınkine benzeyen sıfatlarından söz eden ayetler, cennet, cehennem, kevser, sırat, mîzan, ölümden sonra dirilmenin keyfiyeti, Kur’an’daki muhtelif kıssalar, atasözleri, bazı sürelerin başlarındaki hurufu mukatta’a, bu türden ayetlerdir. Bunların anlamlarını, yaklaşık olarak tevil yoluyla ve anlamlarını tanıdığımız ve alıştığımız şeylere delalet edecek kelimeler kullanmak yolu ile anlayabiliriz.” (Fığlalı)

Tartışma

        Müteşâbih kelimesinin, ayırt edilemeyecek seçim yapılamayacak kadar eşit ağırlıkta farklı anlamlara gelmek demek olduğunu anlıyoruz. Âlimler çalışmalarında, bu gibi âyetlerin olası farklı anlamlarını belirtmişler, ancak tüm anlamların mı, sadece bir anlamın mı, ya da hangi anlamın kesin olarak işaret edildiği bilinemediğinden, hataya düşme riskini göze almamışlar ve “doğrusunu ancak Allah bilir” deme yolunu seçmişlerdir.

         Bâzı âyetlerin hiçbir zaman anlaşılamaması da söz konusudur. Nasıl ki bir manzarayı ne kadar anlatılırsa anlatılsın, bizzat görmek kadar anlamamız, etkilenmemiz mümkün değilse, kıyameti, cennet ve cehennemi tasvir eden âyetler için de durum aynıdır.

         Yukarıdaki âyette geçtiği gibi, fitne çıkarmak isteyenler; anlamı kapalı olup, zaman içinde anlaşılabilecek veya hiçbir zaman anlaşılamayacak âyetleri, kendi zanları ya da menfaatleri doğrultusunda yorumlayıp delil olarak kullanabilirler. Aslında doğruluğu ispat edilemeyecek, iddiadan öte geçemeyecek bu gibi düşünce ve görüşlerin lehte veya aleyhte ulu orta tartışılmasına bile gerek yokken; bâzı zihinleri bulandıracağı, bu yüzden fitneye sebep olacağı açıktır. Bunun tek önlemi âyette de işaret edildiği gibi bilgidir, cehaletle savaşmaktır.

~

         Kur’an-ı Kerim’in geçmişi ve geleceği kapsamasının, her çağa hitap etmesinin, her zaman güncel ve taze olmasının sebeplerinden biri, bâzı âyetlerin muhkem, bâzı âyetlerin müteşâbih olması, bâzılarının ise iki türlü de olabilme ihtimalidir. Muhkem ve müteşâbih kelimelerinin anlamlarını yukarıda görmüştük. Muhkem âyetler, her devirde anlamı açık ve net olan, sosyal yaşamı düzenleyen âyetlerdir. Müteşâbih âyetlerin anlaşılabilmesi ise büyük oranda sahip olunan bilgiyle ilintilidir. Aklın verimli kullanılması oranında, keşfedilmeyi bekleyen bilgiye erişimimiz arttıkça, idrak ve anlayışımız da artacaktır.

         Araştırmacılara, düşünürlere, öğretmen, rehber ve liderlere herhangi bir çağın ara değerlendirmesini göz ardı etmeden fakat ona takılıp kalmadan, otoreformcu yapıdaki Kur’an’a ayak uydurabilmeleri için büyük görevler düşmektedir.

         Bu noktada; her çağda daha iyi anlaşılmayı bekleyen Kur’an’ın değil, O’nu anlamaya ve uygulamaya çalışan beyinlerin modernleşmesi gerekir. 




YARARLANILAN ESERLER

(Ayverdi), İlhan Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük 2011

(Diyanet), Dînî Kavramlar Sözlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları 2006

(Elmalılı), Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dîni Kur’an Dili Sadeleştirenler; Prof. Dr. İsmail Karaçam, Yrd. Doç. Dr. Emin Işık, Yrd. Doç. Dr. Nusrettin Bolelli, Abdullah Yücel 2011 (Tefsir)

(Seyyid Kutup), Kur’an’ı Kerim Türkçe Açıklaması, Fizilal’il Kur’an(Kur’an’ın Gölgesinde) Tefsiri, Seyyid Kutub

(Fığlalı), Mezheplerin Doğuşuna Tesir Eden Sebepler Doç. Dr. Ethem Ru-hi Fığlalı Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslâm Enstitüsü Yayınları, İslâm İlimleri Enstitüsü Dergisi Sayı:4

(Öztürk), Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Kur’an-ı Kerim Meali

(Kanar), Prof. Dr. Mehmet Kanar, Osmanlı Türkçesi Sözlüğü

(TDK), Türk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük

(Cebecioğlu), Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü