ŞEHADET KELİMESİ

ŞEHADET KELİMESİ – KELİMEİ ŞEHADET – TANIKLIK CÜMLESİ

“Eşhedü en lâ İlâhe İllallah ve Eşhedü enne Muhammeden Abdühu ve Resûlühu = Allah’dan başka ilah olmadığına şahidlik ederim. Yine Muhammed’in (a.s.) Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şahidlik ederim.” (İlmihal, İman ile İslâmın Şartları maddesi)

• Kelime-i şehâdet (kelimetü’ş-şehâde) İslâm dîninin beş temel esasından birincisi olup “tanıklık etme ifadesi” demektir. (TDV İslâm Ansiklopedisi)

• Şehadet: Görülen ve bilinen bir durum veya iş hakkında şahitlik etme, tanıklık yapma. Allah yolunda milli ve manevî değerler uğrunda ölme, canını feda edip şehit olma. Bir şeyin gerçekliğini, doğruluğunu tasdik etme. İşaret, delalet, açık alamet. Kısaca kelimei şehadet. (Ayverdi)

• Şehadet sözlükte “tanıklık etmek, huzurda olmak, hazır bulunmak, idrak etmek, haber vermek, muttali olmak ve bilmek” anlamlarına gelir… Bir Müslüman’ın, Allah yolunda, İslâm uğrunda öldürülmesine de şehadet denir… (Diyanet)

• Lügatte şühûd ve şehadet esasen hazır olmak ve gözüyle görmek demek olup, kendisinde gerek hazır olmak, gerek içine doğmak suretiyle gerçekleşen bilgiyi dile getirerek bir hakkın yerini bulmasına ve bir ispata şehadet denilir… (Elmalılı 3/18 tefsirinden)

• … Şehadet, yemin mânâsını da ihtiva eden özel bir haber vermedir… Bir olayı görmek, bir şeye ulaşmak, huzuruna varmak, iç ve dış duygularla her hangi bir şeyi kapsamına almak bu fiilin anlamlarındandır… (Soyalan)

• Şehadet: şahitlik. (Sevinçgül)

• Arapça şahâda(t) şahitlik, şehitlik; şahida tanıklık etti, mahkemede yemin etti, kelime-i şehadet getirdi. (Nişanyan)

~

“Allah şehadet eyledi şu gerçeğe ki, başka tanrı yok, ancak O vardır. Bütün melekler ve ilim uluları da dosdoğru olarak buna şahittir ki, başka tanrı yok, ancak O aziz, O hakîm vardır.” (Elmalılı, 3/18)

“Allah, şehâdet etti ki, gerçekten O’ndan başka ilâh yoktur. Melekler ve ilim sahipleri de adaleti ayakta tutarak buna şehâdet ettiler; O’ndan başka ilâh yoktur. O, Azîz’dir, Hakim’dir. (Kesir, 3/18)

[“…Allah, yarattıkları arasında adaleti ayakta tutarak, kendisinden başka ilah olmadığına, bütün varlıkların yaratıcısı olması hasebiyle kendisinden başka hiçbir şeyin gerçek ibadete layık olmadığına şahitlik etmiştir. Melekler ve ilim sahipleri de Allahtan başka ilah olmadığına, Allahtan başkasını rab edinenlerin yalancı olduklarına şahitlik etmişlerdir. Allah, kendisinden başka ilah olmayandır. O, her şeye galiptir, yaptıklarında hüküm ve hikmet sahibidir.

Müfessirler, bu âyette zikredilen “Allah şahitlik etti. Melekler ve ilim sahipleri de şahitlik ettiler.” ifadelerindeki şahitliği çeşitli şekillerde tefsir etmişlerdir.

a- Bazılarına göre buradaki şahitlikten maksat, bilinen bir şeyi haber vermedir. Buna göre Allahın şahitliği, kendi varlık ve birliğini haber vermesidir. Meleklerin ve âlimlerin şahitliği ise, Allahın kendilerine bildirdiği varlığı ve birliğini haber vermeleridir.

b- Diğer bazılarına göre ise, Allahın şahitliği, kendisinin, mevcudatı yaratarak varlığını göstermesidir. Meleklerin ve âlimlerin şahitliği ise Allahın varlığını gösteren mevcudatı görüp bu sebeple Allahın varlığını kabul etmeleridir…”] (Taberi, 3/18 tefsirinden)

Tartışma

         Mesleki bir kuruluşa, bir kulübe, okula, bir ülke vatandaşlığına, partiye hatta bir aileye mensup olabilmek için, farklı dayanaklara sahip yerine getirilmesi gereken kurallar vardır. Söylenmesi gereken adeta gelenekleşmiş, bazen sözlük anlamının dışında anlamlar yüklenmiş kelimeler, cümleler, yeminler, ön kabuller olabilir. Bunlar genellikle yıllardır süregeldiğinden sorgulanmaz, tartışılmaz, değiştirilmez.  Gerekenler yapıldıktan sonra vizyon ve misyon kazandırma faaliyetleri başlar.

         İslâmiyet’e girmek için de ön şart; Şehadet cümlesiyle Allah’ın birliğini, Hz. Muhammed’in kulu ve elçisi olduğunu kabul ederek söylemektir. Allah’ı ve peygamberini kabul, Kur’an’ı kabul etmek demektir. Böylece Müslüman olunduğu, İslâm’a girildiği kabul edilir.

         Dışarıdan bakan biri için Allah’ın birliğine, Hz. Muhammed’in kulu ve elçisi olduğuna şehadet/şahitlik/tanıklık etmek, fiilen mümkün olamayacağından lafta kalmanın ötesinde bir şey ifade etmeyebilir. Nitekim bu sözü söyleyerek Müslüman olan veya hasbelkader Müslüman doğan bâzıları için de böyle olabilir. Ancak bu tanıklık cümlesi sadece bir başlangıç olup, inanan biri için çok önemlidir ve bütün yaşamını gözden geçirmesini gerektirebilecek ağırlığı sahiptir. Bu ağırlık, samimi ve sağlam bir teslimiyet/aidiyet hissinin verdiği manevî güçten kaynaklanır.

        Söylenegeldiği şekliyle Kur’an’da şehadet cümlesi geçmemektedir ancak birçok âyette Allah’tan başka ilâh olmadığı, Hz. Muhammed’in kulu ve elçisi olduğu belirtilmektedir. Bilinen şekli, hadis/sünnet kaynaklı, toparlayıcı, veciz bir giriş cümlesidir.

~

        Diğer taraftan herhangi bir davada “şahit” cismiyle ve gözlemleriyle sunulan deliller sınıfındandır. İddiayı ispatlamaya yardımcı olmak için hazır bulunur.

        İnsan bizatihi cismiyle, yaratıcısı delili, şahididir. İdrak edilmeden söylenmiş olsa bile söylenen, bedenin ispat olduğu bir şehadettir/tanıklıktır. Yani beden zaten şahittir, söylenen de bunun dile getirilmesi…

        Şehadet cümlesi söylenerek Müslümanlığa giriş yapılır ancak bu bir başlangıçtır. Bu başlangıcın arkasında, sorumluluklar ve gerekliliklerden oluşan bir yaşam tarzı söz konusudur.



YARARLANILAN ESERLER

(İslâm İlmihali), Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, sadeleştiren A. Fikri Yavuz

(TDV İslâm Ansiklopedisi), Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi

(Ayverdi), İlhan Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük 2011

(Diyanet), Dînî Kavramlar Sözlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları 2006

(Elmalılı), Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dîni Kur’an Dili Sadeleştirenler; Prof. Dr. İsmail Karaçam, Yrd. Doç. Dr. Emin Işık, Yrd. Doç. Dr. Nusrettin Bolelli, Abdullah Yücel 2011 (Tefsir)

(Soyalan), Mehmet Yaşar Soyalan, Elmalılı Tefsirinde Kur’an’i Terimler ve Deyimler

(Sevinçgül), Ömer Sevinçgül, Küçük Lügat 2005

(Nişanyan), Sevan Nişanyan, Nişanyan Sözlük, Çağdaş Türkçenin Etimolojisi

(Kesir), İbn Kesir, Hadislerle Kur’an’ı Kerim Tefsiri, Çeviren, Prof. Dr. Bekir Karlığa, Prof. Dr. Bedriddin Çetiner, Çağrı Yayınları

(Taberi), Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri/ Hisar Yayınevi

Sözlerin Soyağacı Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü, Sevan Nişanyan, 4. Baskı

Büyük Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu