TEVHİD, ŞİRK ve TAĞUT

TEVHİD, ŞİRK ve TAĞUT

• Tevhid, Allah’ın birliğine inanma, bir ve tek olduğunu kabul edip söyleme. (Ayverdi)

• Tevhid, Arapça, birleme kelimesi demektir. Allah’ın birliğini ifade eden, “Lâilâhe illallah” (Allah’tan başka ilâh yoktur) için kullanılan bir tâbirdir. (Cebecioğlu)

• Sözlükte “tek ve bir olmak” anlamındaki vahd (vahdet, vühûd) kökünden türeyen tevhîd “bir şeyin bir ve tek olduğunu kabul etmek” demektir. (TDV İslâm Ansiklopedisi)

• Arapça whd kökünden gelen tevhid birleştirme, bir kılma, birlik sözcüğünden alıntıdır. (Nişanyan)

~

• Şirk, Allah’a eş ve ortak koşma… (Ayverdi)

• Dinî anlamda “şirk”, Allah’ın ortağı olduğunu kabul etmek veya yaptığı ibadetlere başkalarını da ortak kılmaktır. (Soyalan)

• Şirk, Arapça; 1. paylaşma, ortak olma, 2. tanrıya eş koşma, çok tanrıcılık. (Nişanyan)

~

• Tağut, şeytan, put vb. Allah’tan başka tapınılan her şey. (Ayverdi)

• … Allah’tan başka tapınılan ve hak yoldan saptıran her varlık, put, şeytan, kâhin ve sihirbaz tâgutun kapsamı içinde düşünülmüştür. (TDV İslâm Ansiklopedisi)

• “…onların dostları da tağuttur…” Allah’tan başka taptıkları, kulluk sundukları şeyler… (Arabi, 2/257 tefsirinden)

• Arapça tağut “put, yalancı tanrı, şeytan” sözcüğünden alıntıdır. (Nişanyan)

~

“İslâm literatürde Allah’a ortak koşma eylemine “şirk koşma” denilmektedir. İslâm dîninde, Tevhid akîdesine çok önem verilmektedir. Hatta İslâm dîninin merkez noktası, tevhid akîdesidir. Bunun için, Allah inancına zarar veren her şey, İslâm dîninde “Şirk” kabul edilmiştir. Hatta İslâm dîninde İşlenen en ağır suç, şirktir. Allah’ın zatına bir hakaret olan şirk günahı affedilmeyecektir.” (Mehmet Aydın)

“Doğrusu Allah, kendisine ortak koşulmasını asla affetmez. Ondan başkasını (diğer günahları) ise, dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret buyurur. Her kim Allah’a şirk koşarsa gerçekten pek büyük bir günah ile iftira etmiş olur.” (Elmalılı, 4/48)

“Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında dilediğini bağışlar…” (Elmalılı, 4/116)

“İlahınız bir tek Allah’tır…O’ndan başkası salt yokluk iken O’na ortak koşmanız nasıl mümkün olabilir ki? Şirk, ancak O’nu bilmemekten kaynaklanır…” (Arabi, 2/163 tefsirinden)

“Tâgut, hakkı tanımayıp azan ve sapan her kişiye ve her güce veya Allah’tan başka tanrı edinilen şeylere verilen addır. Azgın ve sapkın olması sebebiyle şeytana da tâgut denilmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’de tâgut kelimesi insanlar tarafından ilâh edinilmiş bütün bâtıl tanrıları; insanların Allah Teâlâ’ya isyan etmelerine sebep olan, görünür ve görünmez varlıkları; insanlık tarihi boyunca hakkı bâtıl, bâtılı hak gösterme gayretkeşliğini yansıtan, bütün küfür ve ilhâd faaliyetlerini ifade eden bir terim olarak kullanılır.” (Diyanet Tefsiri, 5/60)

Tartışma

         “La ilâhe illallah” sıkça kullanılan meşhur zikir cümlelerindendir. “Allahtan başka ilâh yoktur” anlamındadır. Bunu herkes bilir. Ancak bilmek; farkına varmak; idrak etmek; özümsemek; uygulamak; uygulamada devamlı olmak anlamına gelmez.

         Yaşantımızın en azından bir döneminde farkına bile varamadan gözümüzde fazlasıyla büyütüp adeta ilâhlaştırdığımız, tutkuyla bağlanıp peşinden koştuğumuz bâzı şeyler olmuştur. Örneğin para, çok sevilen bir kişi veya yaşantımızı kolaylaştıran teknolojik bir ürün, kısaca taparcasına sevdiğimiz, rüyalarımıza giren uğruna birçok şeyden vazgeçebileceğimiz biri veya bir şey. Bir düşünün…

         ~

         Tevhid, şirk ve tağut kavramları birbirleriyle kolayca karıştırılabilir.          Örneğin, bazı dinlerde olduğu gibi Allah’ı baba yerine koyup evlat edindirmek tevhidi reddedip alenen şirk koşmaktır. Kur’an’da affı olmayan tek şey olarak geçmektedir.

         Ölmüş bir kişiden, Allah’a aracı tutarak dilekte bulunmak, adak adamak direk olarak şirktir ve affı yoktur.

         Sahip olduğu güce dayanarak kendini ilah gibi görenler tarihte olduğu gibi günümüzde de olabilir. Bu alenen şirktir, İslâm literatüründe bunlara tağut denmektedir. Tağuta kulluk edenler de şirk koşmuş olurlar.

         Affı olmayan en büyük günah olmasına rağmen, kişi yaptığı hatayı anlayıp, hatasından döner ve bu düşünceyle hayatını devam ettirirse durum değişir. İslâm’da ümitsizlik yoktur, af kapısı açıktır.

~

         Diğer taraftan gerçek aşkın Allah’a olacağı ön kabulüyle, mecaz sayılabilecek karşı cinse, çiçeğe, böceğe, paraya vesaire ye duyulan geçici ve deneysel aşklar da bizi zaman zaman şirkin kıyısına getirebilir… Yüksek duygu dalgalanmaları, sevileni ilahlaştırabilir aşığın gözünde. Fazla takılmamak lâzım. Çünkü mecaz aşklar bir yandan yaratıcılığı körüklerken diğer taraftan yıpratır. Öyle uzun süre çekilmez… ya biter, ya form değiştirir; örneğin sevgiye döner… Ama gereklidir… gerçek aşka hazırlar bizi.



YARARLANILAN ESERLER  

(Ayverdi), İlhan Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük 2011

(Cebecioğlu), Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu, Tasavvuf Terimleri ve Deyileri Sözlüğü

(TDV İslâm Ansiklopedisi), Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi

(Nişanyan), Sevan Nişanyan, Nişanyan Sözlük, Çağdaş Türkçenin Etimlojisi

(Soyalan), Mehmet Yaşar Soyalan, Elmalılı Tefsirinde Kur’an’i Terimler ve Deyimler

(Arabi), Şeyh’ul Ekber Muhyiddin İbn. Arabi, Tefsir-i Kebir, Te’vilat, Kitsan Yayınları

(Mehmet Aydın), Prof. Mehmet Aydın, Ansiklopedik Dinler Sözlüğü, Nü-ve Kültür Merkezi 2005

(Elmalılı), Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dîni Kur’an Dili Sadeleştirenler; Prof. Dr. İsmail Karaçam, Yrd. Doç. Dr. Emin Işık, Yrd. Doç. Dr. Nusrettin Bolelli, Abdullah Yücel 2011 (Tefsir)

(Diyanet Tefsiri), Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sadrettin Gümüş, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Kuran Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, Ankara 2003

Büyük Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu

Sözlerin Soyağacı Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü, Sevan Nişanyan, 4. Baskı

etimolojiturkce.com

Osmanlı Türkçesi Sözlüğü, Prof. Dr. Mehmet Kanar