EK

KUR’AN’DA GEÇEN FARZ KELİMESİ VE TÜREVLERİNDEN BÂZILARI

Farz

“İbnü’l A’râbi, Farz, kumar okunda, ağaç direkte ve benzeri şeyler üzerinde bıçakla açılan gediktir (işarettir); yayın kirişinin bağlandığı gedik, ağaç direkteki gedik mânâsınadır demiştir. Namaz ve benzeri ibâdetlerin farz oluşu da bu köktendir. Çünkü bu farz ibâdetler, gediğin, kumar okunun ayrılmaz bir vasfı oluşu gibi, kula gerekli bir şeydir… Kur’an-ı Kerim’de; açıkladı, beyân etti ve birbirinden ayırdı mânâsına da gelir…” (Razi, 2/197)

“Mükelleften yapılması kesinlikle istenen fiil anlamında fıkıh usulü terimi. Farz; mastar olarak sert bir şeyi kertmek, kesip parçalara ayırmak, bir şeyi belirlemek, kesinleştirmek; isim olarak da belirlenmiş, kesinleştirilmiş şey, pay, nasip gibi mânâlara gelir. Fıkıh usulünde dînin mükelleften yapılmasını kesin ve bağlayıcı şekilde istediği fiili ifade eder. Fıkıhta farz (çoğulu fürûz) ve farîza (çoğulu ferâiz) kelimeleri, bu tür dînî görevlerin yanı sıra “belirli miras payı” ve “evlenme akdi gereği kadına ödenen mehir” anlamlarında da kullanılır. Çeşitli fiil kalıplarıyla âyet ve hadislerde geçen kelime Kur’an’da yalnız farîza, hadislerde ise hem farz hem de farîza şeklinde yer alır.” (TDV, Türk Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi)

         Farz uygulamaları; Müslümanları farklı inançlarda olanlardan ayıran işaretler, maddî-manevî bireysel ve toplumsal gelişmeye yardımcı gereklilikler, her türlü olumsuzluklara karşı isteyen herkesin arkasına sığınabileceği koruyucu kalkan sistemi, motivasyon ve aydınlanma ritüelleri olarak tanımlanabilir.

~

FARADA/FERADA 2/197 

Mealde “… haccı farz ederse…” tefsirde “…yani hac niyetiyle ihrama girerse…” (Mukatil, 2/197)

Mealde ve tefsirde “… farz kılarsa…” (Taberi, 2/197)

Mealde “… vâcip kılarsa…” (Vahidi, 2/197)

Mealde “…Her kim o aylarda haccı kendisine farz kılmışsa…” tefsirde “…mânâsı, gerekli ve vâcip kılmaktır…”  (Razi, 2/197)

Mealde “… Kim o aylarda hacca niyet ederse…”  tefsirde “…hacca gitme kararı alıp fiilen bu kararı uygulamaya koyarsa…” (Arabi, 2/197)

Mealde “…Her kim o aylarda haccı farz ederse…” tefsirde “…haccı yapma yükümlülüğünü üstlenirse…” (Kurtubi, 2/197)

Mealde “…Her kim o aylarda kendisine haccı farz ederse…” tefsirde “Yani hacc için ihrama girerek kendisine haccı farz kılarsa… … İbn Cerîr der ki; buradaki farzdan maksad, vâcib ve lüzum kılmaktır.” (Kesir, 2/ 197)

Mealde “… Her kim bu aylarda haccı farz kılar…” tefsirde “…kendine gerekli kılarsa…” (Elmalılı, 2/197)

Mealde “…haccı yerine getirmeye karar verirse…” (Hamidullah, 2/197)

Mealde “…Haccı kendine farz hale getirirse…” tefsirde “…kim ihrama girerek bu aylarda Haccı tamamlama yükümlülüğü altına girerse…” (Seyyid Kutup, 2/197))

Mealde “…Kim o aylarda hacca başlarsa…” tefsirde “…hacca karar verip niyet ederse…” (Diyanet, Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, 2/197)

Mealde “… Kim o aylarda hacca niyet ederse (ihramını giyerse)…” (Diyanet Vakfı Meali, 2/197)

Mealde “…Kim o aylarda haccı ifaya azmederse…” (Suat Yıldırım, 2/197)

Mealde “…Kim o aylarda haccı yerine getirmeye azmederse…” (Feyizli, 2/197)

FARADA 28/85

“…O Kur’an’ı senin üzerine farz kılan, yani takdir eden…” (Razi, 24/1 tefsirinde geçen 28/85 ayetinin meali)

“…gerekli kılan…” (Arabi, 28/85 tefsirinden)

“Farz kılan” İndiren anlamındadır. (Kurtubi 28/85 tefsirinden)

“…Kur’an’ı sana yazan…” (Hamidullah, 28/85)

FARADNA 33/50

Mealde “…farz kıldığımızı…” (Mukatil, 33/50)

Mealde “…farz kıldığımızı…” (Taberi, 33/50)

Mealde “…farz ettiğimizi…” (Vahidi, 33/50)

Mealde ve tefsirde “…farz kılmış…” (Razi, 33/50)

Mealde “…farz kıldığımızı…” (Arabi, 33/50)

Mealde ve tefsirde “…farz kıldığımızı…” (Kurtubi, 33/50)

Mealde “…hükmettiğimizi…”  (Kesir, 33/50)

Mealde “…farz kıldığımızı…” tefsirde “…farz kıldığımız, takdir buyurup karara bağladığımız hükümleri…” (Elmalılı, 33/50)

Mealde “… farz kıldığımızı…” (Hamidullah33/50)

Mealde “…farz kılmış…” (Seyyid Kutup, 33/50)

Mealde “…farz kıldığımız…” (Diyanet, Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, 33/50)

Mealde “…farz kıldığımızı biliriz.(Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık)…” (Diyanet Vakfı Meali, 33/50)

Mealde “…gerekli kıldığımız…” (Suat Yıldırım, 33/50)

Mealde “…farz ettiğimiz…” (Feyizli, 33/50)

FARADA 66/2

Mealde “…farz etmiştir…” tefsirde “…beyan etmiştir…” (Mukatil, 33/50)

Mealde “…meşru kıldı.” (Taberi, 66/2)

Mealde “…farz kılmıştır.” tefsirde “…meşru kılıp açıklamıştır.” (Vahidi, 66/2)

Mealde “…farz kılmıştır.” (Razi, 66/2)

Mealde “…farz kıldığımızı…” (Arabi, 66/2)

Mealde “…yolunu göstermiştir.” (Kurtubi, 66/2)

Mealde “…meşru kılmıştır.”  (Kesir, 66/2)

Mealde “…farz kıldı…/…meşrû kılmıştır.” tefsirde “…beyan etti…/…helâl etmek, çözmek…” (Elmalılı, 66/2)

Mealde “…meşru kılmıştır…” (Hamidullah, 66/2)

Mealde “…meşru kılmıştır.” (Seyyid Kutup, 66/2)

Mealde “…meşru kılmıştır.” (Diyanet, Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, 66/2)

Mealde “… meşru kılmıştır.” (Diyanet Vakfı Meali, 66/2)

Mealde “…yolunu göstermiştir.” (Suat Yıldırım, 66/2)

Mealde “…meşru kılmıştır…” (Feyizli, 66/2)

MEFRUDA 4/7

Mealde “… farz kılınmış…” (Mukatil, 4/7)

Mealde “…farz kılınmış bir hissedir.” (Taberi, 4/7)

Mealde “…farz…” (Vahidi, 4/7)

Mealde “…farz kılınmış birer nasip olarak, hisseler vardır.” tefsirde “… beyân buyurmuş…” (Razi, 4/7)

Mealde “…belli bir hisse ayrılmıştır.” (Arabi, 4/7)

Mealde ve tefsirde “…farz kılınmış bir paydır.” (Kurtubi, 4/7)

Mealde “…farz kılındığı şekilde bir paydır.” tefsirde “…Allah’ın hükmü…” (Kesir, 4/7)

Mealde “…farz kılınmış bir hissedir.” tefsirde “Bu hisseler mefruz yani Allah tarafından farz edilmiş ve belirlenmiş, kesinlikle vâcip bir pay ve hisse olarak sabittirler.” (Elmalılı, 4/7)

Mealde “…belirlenmiş bir paydır.” (Hamidullah, 4/7)

Mealde “…erkeğin ve kadının belirlenmiş payları vardır.” (Seyyid Kutup, 4/7)

Mealde “…farz kılınmış birer hisse olarak belirlemiştir.” (Diyanet, Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, 4/7)

Mealde “…belli bir hisse ayrılmıştır.” (Diyanet Vakfı Meali, 4/7)

Mealde “…farz olarak belirlenmiş hisseler vardır…” (Suat Yıldırım, 4/7)

Mealde “…farz kılınmış bir hisse olarak verilir.” (Feyizli, 4/7)

MEFRUDA 4/118

Mealde “… malum, belli, bilinen…” (Mukatil, 4/118)

Mealde “… kullarından belirli bir kısmını alacağım.” (Taberi, 4/118)

Mealde “…kullarından belirli bir pay olacağım.”(Vahidi, 4/118)

Mealde ve tefsirde “… kullarından muayyen (mefrûd) bir nasib edineceğim…”  (Razi, 4/118)

Mealde “… kullarından belli bir pay edineceğim…” (Arabi, 4/118)

Mealde ve tefsirde “… kullarından belli bir pay alacağım…”  (Kurtubi, 4/118)

Mealde ve tefsirde “… kullarından muayyen bir pay alacağım.”  (Kesir, 4/118)

Mealde “… kullarından belirli bir kısmını alacağım.” tefsirde “… muayyen, mukadder bir nasib alacağım” (Elmalılı, 4/118)

Mealde “…kullarından belirli bir pay edineceğim.” (Hamidullah, 4/118)

Mealde “…kullarının belirli bir bölümünü kendi tarafıma alacağım.” (Seyyid Kutup, 4/118)

Mealde “… belirli bir pay alacağım…” tefsirde “…belli bir kısmını…” (Diyanet, Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, 4/118)

Mealde “…kullarından belli bir pay edineceğim…” (Diyanet Vakfı Meali, 4/118)

Mealde “…kullarından mutlaka bir pay edineceğim.” (Suat Yıldırım, 4/118)

Mealde “…kullarından belirli bir pay alacağım.” (Feyizli, 4/118)

FERİDATEN 9/60

Mealde ve tefsirde “…bir farizadır…” (Mukatil, 9/60)

Mealde “… bir farz olarak…” (Taberi, 9/60)

Mealde “bir farizadır (fazdır).” tefsirde “…Allah’ın (c.c.) farz kıldığıdır.” Vahidi, 9/60

Mealde “… bir farz olarak…” tefsirde “…kendisinden bir farz olarak farz kılmıştır…” (Razi, 9/60)

Mealde “… bir farz olarak…” (Arabi, 9/60)

Mealde “… bir farz olarak…” (Kurtubi, 9/60)

Mealde “… bir farz olarak…” tefsirde “…Allah Teâlâ : «Allah’tan bir farz olarak.» buyurur ki bu Allah’ın takdiri, farz kılması, bölüştürmesi ile mukadder bir hükümdür.” (Kesir, 9/60)

Mealde “… farz kılındı.” tefsirde “…fariza olmak üzere farz kılınmıştır.” (Elmalılı, 9/60)

Mealde “Allah’tan kesin buyruk olarak!” (Hamidullah, 9/60)

Mealde “…belirlenmiştir.” tefsirde “…zekâtın farz kılındığı…” (Seyyid Kutup, 9/60)

Mealde ve tefsirde “…farz…”  (Diyanet, Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, 9/60)

Mealde “… bir farz olarak…” (Diyanet Vakfı Meali, 9/60)

Mealde “…böyle farz buyruldu.” (Suat Yıldırım, 9/60)

Mealde “…farz olarak…” (Feyizli, 9/60)

FERADNAHA/FARADNAHA 24/1

Mealde ve tefsirde “… farz kıldık yani beyan ettik…” (Mukatil, 24/1)

Mealde “… farz kıldığımız…” tefsirde “…açıkladığımız…” (Taberi, 24/1)

Mealde “…farz kıldık …” tefsirde “…gerekli kıldık.” (Vahidi, 24/1)

Mealde ve tefsirde “…farz kıldığımız…” (Razi, 24/1)

Mealde “… farz kıldığımız…” (Arabi, 24/1)

Mealde “… farz kıldığımız…” (Kurtubi, 24/1)

Mealde ve tefsirde “… farz kıldığımız…” (Kesir, 24/1)

Mealde ve tefsirde “… farz kıldığımız…” (Elmalılı, 24/1)

Mealde “…yerine getirilmesini yazdığımız…” (Hamidullah, 24/1)

Mealde “…farz kıldığımız…” (Seyyid Kutup, 24/1)

Mealde ve tefsirde”…belirleyip indirdiğimiz…” (Diyanet, Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, 24/1)

Mealde “… farz kıldığımız…” (Diyanet Vakfı Meali, 24/1)

Mealde “…gerekli kıldığımız…” (Suat Yıldırım, 24/1)

Mealde “…farz kıldığımız…” (Feyizli, 24/1)

FARADALLAHU/FERADALLAHÜ 33/38

Mealde “… farz kıldığı…” tefsirde “… yani Allah’ın O’nun için helal kıldığı…” (Mukatil, 33/38)

Mealde “…Allah’ın kendisine takdir ettiği bir şeyi… tefsirde “…farz kılmasından…” (Taberi, 33/38)

Mealde “…farz kıldığı…” (Vahidi, 33/38)

Mealde “…Allah’ın farz kıldığı…” (Razi, 33/38)

Mealde “Allah’ın, kendisine helâl kıldığı şeyde…” (Arabi, 33/38)

Mealde “…Allah’ın kendisine farz kıldığı şeylerde…” (Kurtubi, 33/38)

Mealde “Allah’ın, kendisine farz kıldığı şeylerde…” (Kesir, 33/38)

Mealde “Peygambere Allah’ın takdir ettiği…” tefsirde “…Allah’ın lehinde olarak farz ve takdir buyurduğu, yani helal ve mübah kıldığı şeyde…” (Elmalılı, 33/38)

Mealde “…Allah’ın kendisini yükümlü kıldığı şeylerde…” (Hamidullah, 33/38)

Mealde “…takdir ettiği bir şeyde…” (Seyyid Kutup, 33/38)

Mealde “…Allah’ın, kendisine farz kıldığı şeyleri…”tefsirde “…takdir ve emrettiği bir şeyi…” (Diyanet, Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, 33/38)

Mealde “…Allah’ın, kendisine helal kıldığı şeyde…” (Diyanet Vakfı Meali, 33/38)

Mealde “…takdir edip helâl kıldığı bir hususu…” (Suat Yıldırım, 33/38)

Mealde “… Allah’ın kendisine farz (ve takdir) buyurduğu şeylerde…” (Feyizli, 33/38)

AYRICA…

Vasiyet (tavsiye, öğüt…) anlamındaki yûsîkum (4/11) kelimesi Vahidi’de (El Veciz fi Tefsiril Kitabil Aziz) farz olarak ifade bulurken diğer bâzı meallerde tavsiye, emir, vasiyet, öğüt, ferman, öneri… olarak anlamlandırılmış.

Arapça yazılı şey, belge anlamındaki “ktb” kökünden türeyen kitabem, kitabe, kitabi, kitabil, kitabiküm, kitabiha, kitabiyeh gibi kelimeler meal ve tefsirlerde genellikle kitap bazen yazı olarak çevrilirken aynı kökten türeyen ketebna yazdık veya farz kıldık olarak çevrilmiş. Kütibe (yazıldı) kelimesi de yazıldı anlamı yanında; farz kılınan, vâcip, borç, ödev, gereklilik, hüküm, takdir edilen olarak çevrilmiş. 

SONUÇ

Aşağıda görüleceği üzere bâzı ayetlerde geçen farz kelimesi ve türevlerinin farklı meal ve tefsirlerde kısmen gramatik özelliklere kısmen rivayetlere kısmen müfessirin dirayetine dayandırılan değişik bağlayıcılık ve ağırlıkta kelimelerle anlamlandırıldığı görülmektedir:

         -fiilen uygulamaya konan karar,

         -takdir edilen,

         -helal kılınan,

         -uygun görülen, uyulan,

         -gereklilik,

         -yükümlülük,

         -zorunluluk,

         -kesin karar, hüküm,

         -emir,

         -belirlenen.

         Kulanım şekilleri “görev, uygun olan, vazgeçilmez, olmazsa olmaz” gibi farklı ifadelerinde kullanılabileceği algısı uyandırmaktadır.

         Anlam çeşitliliğindeki bu zenginlik, dînî uygulamalarda da etkisini göstermiş ve farzlar kendi içinde:

         -Farzı Ayn,

         -Farzı Kifaye,

         -Farzı Katî (Hanefilere göre farz/TDV İslâm Ansiklopedisi),

         -Farzı Zannî (Hanefilere göre vâcip/TDV İslâm Ansiklopedisi)

şeklinde sınıflandırılmıştır.



YARARLANILAN ESERLER

(Mukatil), Mukatil bin Süleyman, Muhtasar Tefsir-i Kebir, İşaret Yayınları 2015

(Taberi), Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri/ Hisar Yayınevi

(Vahidi), Ebu’l-Hasan el-Vahidi, El Veciz fi Tefsiril Kitabil Aziz

(Razi), Fahrüddin er-Razi Tefsiri Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Lutfullah Cebeci, Sadık Kılıç ve Cafer Sadık Doğru, Akçağ Yayınları

(Arabi), Şeyh’ul Ekber Muhyiddin İbn. Arabi, Tefsir-i Kebir, Te’vilat, Kitsan Yayınları

(Kurtubi), İmam Kurtubi, El-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an Tercümesi, M. Beşir Eryarsoy

(Kesir), İbn Kesir, Hadislerle Kur’an’ı Kerim Tefsiri, Çeviren, Prof. Dr. Bekir Karlığa, Prof. Dr. Bedriddin Çetiner, Çağrı Yayınları

(Elmalılı), Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dîni Kur’an Dili Sadeleştirenler; Prof. Dr. İsmail Karaçam, Yrd. Doç. Dr. Emin Işık, Yrd. Doç. Dr. Nusrettin Bolelli, Abdullah Yücel 2011 (Tefsir)

(Hamidullah), Prof. Dr. Muhammed Hamidullah Aziz Kur’an Çeviri ve Açıklaması, Beyan Yayınları 2008

(Seyyid Kutup), Seyyid Kutub Kur’an’ı Kerim Türkçe Açıklaması, Fizilal’il Kur’an (Kur’an’ın Gölgesinde) Tefsiri

(Diyanet Tefsiri), Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sadrettin Gümüş, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Kuran Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, Ankara 2003

(Diyanet Vakfı Meali), Türkiye Diyanet Vakfı Kur’an-ı Kerim Meali/ Prof. Dr. Hayrettin Karaman,  Prof. Dr. Ali Özek,  Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı,  Prof. Dr. Sadrettin Gümüş,  Doç. Dr. Ali Turgut

(Suat Yıldırım), Prof. Dr. Suat Yıldırım/ Kur’an-ı Hakim’in Açıklamalı Meal/ Işık Yayınları, 2004

(Feyizli), Doç. Dr. Hasan Tahsin Feyizli, Feyzü’l-Furkân Açıklamalı Kur’ân-ı Kerim Meali

(TDV İslâm Ansiklopedisi), Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi